Giriş

Hayatınızın her anında herhangi bir sebeple gözaltına alınmanız olası. İsmi yanıltıcı olmasın, bu rehberde size nasıl gözaltına alınacağınızı anlatmayacağım tabi. Hukuk dili oldukça karışık olabildiği için gözaltına alınmanız durumunda neyle karşılaşabileceğinizi, nasıl hareket etmeniz gerektiğini sade bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Bu rehber benim ne işime yarayacak ki? Ben zaten herhangi bir suç işlemedim, bundan sonra da işlemeyeceğim.” diye içinizden geçirebilirsiniz. Haklı olabilirsiniz. Ama bir şekilde gözaltına alınma durumunda şimdi okuyacağınız bu yazı, hiç yoktan, daha büyük sıkıntılar yaşamanızın önüne geçebilecektir. Bu yazı uzun olacak ama gözaltı aşamasında birçok hukuki durum aynı anda yaşandığı için ayrıntıya boğmadan bunları size aktarmaya çalıştım.

Normal koşullar altında herhangi bir suç işlemeniz nedeniyle ceza almanız için sadece suç işlemeniz yeterli değil; işlediğiniz bu suçun, hukuka uygun delillerle ispatlanması gerekir ki ceza alasınız. Yani normal koşullar altında suçlu olduğunuzun delillerle ispatlanması gerekir. Ancak Türkiye gibi bir ülkede hiçbir zaman normal koşullarda yaşamadığımız ve bundan sonra da normal koşullarda yaşamayacağımız bir gerçek. Bu nedenle ceza almamanız için maalesef suçsuz olduğunuzu ispatlamanız gerekebilir.

Bu noktada net olarak söyleyebilirim ki olası bir davada kötü bir konumda olmamanın en önemli kısmı, soruşturma aşamasıdır. Soruşturma aşamasında, ki Türkiye’de bu çoğunlukla gözaltına alındığınız anlamına gelir, doğru bir şekilde davranırsanız haksız yere ceza almazsınız. Ya da alacağınız ceza, olması gerekenden haksız yere daha yüksek olmaz.

İlk olarak belirtmek gerekir ki gözaltına alınmanız durumunda her ne kadar birçok aşamada polisle yüz yüze olsanız ve hak ihlallerinin önemli bir kısmı polis tarafından gerçekleştirilse bile bir soruşturmanın hukuk sınırları içerisinde yürütülmesi için savcı görevlendirilmiş olup denetim savcıdadır. Bu, normal koşullarda hakkınızdaki bütün araştırma işlemlerinde savcının yazılı emri olduğu anlamına gelmektedir. Sonuç olarak anlık bir şekilde gözaltına alınsanız bile, bu durumda polisin derhal savcılığı bilgilendirmesi ve gelecek talimatlara göre hareket etmesi gerekir. Eklemek gerekir ki savcılığın soruşturma aşamasında geniş yetkileri olsa da hak ve özgürlüklerinize önemli bir müdahale söz konusu olacaksa savcının, sulh ceza hakimliğinden gerekli kararı almış olması gerekir. Soruşturmanın sorumluluğu savcıdadır ve bu sorumluluk, haklarınızın korunmasını da içermektedir.

Gözaltına Alınma ve Avukat Yardımından Faydalanma Hakkı

Gözaltına alınmak, yasal olarak hürriyetinizin geçici bir şekilde kısıtlanması demektir ve oldukça ciddi bir süreçtir. Çünkü yasal bir işlemden bahsedilmediği durumda hürriyetten yoksun bırakma suçu söz konusudur. Ve biliyoruz ki hakkınızda gözaltı kararı verecek olan savcının ya da sizi yasal olarak gözaltına alabilecek olan kolluk kuvvetinin (polis, jandarma vs.) her iş ve eylemi yasal olarak gerçekleşmemektedir. Bu nedenle gözaltına alındığınız andan itibaren istediğiniz bir avukatınızın yardımından yararlanma hakkınız vardır.

Ancak haklarınızı size anlatmakla yükümlü olan polis çoğunlukla bunu yapmadığı için bu hakkınızı bilemeyebilirsiniz. Heyecan anında bu aklınıza gelmeyebilir veya çağıracak avukatınız olmadığı takdirde böyle bir hakkınız olmadığını düşünebilirsiniz. Önemle vurgulamak gerekir ki avukatınız yoksa veya avukata verecek paranız yoksa cezası ne kadar düşük olursa olsun barodan bir avukat isteme hakkınız vardır.

Polisler, işlerini hızlıca halletmek veya “kendilerinin bildiği gibi halletmek” isteyebilir ancak siz avukat istediğiniz takdirde polislerin bunu sağlaması gerekmektedir. Polisler, avukat seçme hakkınızın olmadığını ya da avukatınız adına vekaletname vermediğiniz için görüşemeyeceğinizi söyleyebilir ancak bu gerçek değildir. Özel bir avukatınız varsa haber verilme zorunluluğu vardır, yoksa barodan avukat istenir. Polisler bazen özel avukatınızı değil de daha hızlı geleceğini düşündükleri ya da istedikleri gibi yönlendirebileceklerini düşündükleri için barodan avukat isteme eğiliminde olabilirler. Avukatınıza kendinizin telefonda haber verme hakkınız vardır. Ancak bu hakkınız kullandırılmadığı veya görüşme şansınız olmadığı durumda barodan gelecek avukat aracılığıyla durumu teyit edebilirsiniz.

Özel durumlarda ise zaten avukatınızın olması zorunludur. Yani siz istemeseniz bile barodan size avukat atanır. Alt sınırı 5 yıldan fazla bir cezayı gerektiren suçla suçlanmanız durumunda sizi savunacak bir avukat görevlendirilmesi zorunludur. Ya da alt sınırı 5 yıl olmasa bile herhangi bir suçu işlediğiniz iddiasıyla tutuklanmaya sevk edilirseniz bu durumda da istemeseniz bile barodan bir avukat görevlendirilir. Avukat konusu üzerinde bu kadar durmamın sebebi, avukat yardımından faydalandığınız takdirde çok büyük ihtimalle haklarınızın ihlal edilmesi sorunları yaşamazsınız. Ancak avukatlar üzerinde bile hakimiyet kurmaya çalışan polislerle çok sık karşılaştığımız için dikkatli olmanızda her zaman fayda var.

Ve bütün soruşturma boyunca unutmamanız gereken altın kural, gerekmedikçe polisle konuşmamanız gerektiğidir. Polis, yanınızda avukat olmadan sohbet ediyoruz havası vererek sizin ifadenizi almaya çalışabilir. Veya kanunen bulunamayacağı vaatlerde bulunabilir. Veyahut özellikle karakolda polisler iyiniyetle size yardımcı olmak isteyebilir ama sonuç olarak hukuk bilmedikleri için bu da sizin yararınızdan çok zararınıza olabilir.

Gözaltı Şartları

Gözaltına alınmanız için bir suç işlediğiniz yönünde somut bir delil olmalıdır. Ve suç işlediğiniz şüphesiyle yürütülen soruşturma açısından gözaltına alınmanızın zorunlu olması gerekmektedir. Yani diyelim ki kimliği kolayca belirlenebilecek olan bir öğrenci, avukat, gazeteci veya sosyal medyada paylaşım yapan herhangi birisisiniz. Savcılık tarafından ifadeniz alınması amacıyla çağrılma durumunda ifadeye gitmenizden daha doğal bir durum yoktur ve bu nedenle gözaltına alınamazsınız. Aksi bir durumda gözaltı kararı veren savcının hukuka aykırı kararı nedeniyle hukuka uygun olarak hesap vermesi gerekir.

Gözaltı kararını normal şartlarda savcı verir. Gözaltına alma, genel olarak ortada bir soruşturma yokken yakalama olayından sonra gerçekleştirilir. Polislerce yakalanan kişi ve bu kişinin yakalanmasına neden olay hakkında hemen savcı bilgilendirilir. Savcı bu bilgilendirmenin ardından gözaltı karar verebilir (Bu arada belirtmek gerekir ki suçüstü hali durumunda veya suç işlendikten sonra suçlunun kaçmaya çalışması durumunda herkesin yakalama yetkisi bulunmaktadır. Suçüstü sırasında herhangi birisi tarafından yakalanan kişi en kısa sürede polise teslim edilir).

Maalesef gözaltı konusunda iç güvenlik paketi adı altında ceza hukukuyla hiçbir şekilde bağdaşmayan bir düzenleme getirilmiştir. Her ne kadar birçok suç için getirildiği iddia edilse de iktidarın hoşuna gitmeyeceği toplu bir yürüyüş veya Gezi gibi bir ayaklanma olma ihtimalinde kolluk amiri tarafından da gözaltı kararı verilebilmektedir.

Dikkat edeceğiniz üzere gözaltına alma, yakalamadan sonra gerçekleşmektedir. Yakalama ve gözaltı, birbiri ardına yapılan işlemler olduğu için çoğunlukla karıştırılmaktadır. Ancak yakalama ile gözaltı farklı şeylerdir. Herhangi bir şekilde yakalandıktan sonra polis, savcıdan gelecek talimatla ya sizi serbest bırakacak ya da gözaltına alacaktır. Hürriyetiniz net bir şekilde kısıtlandığı anda gözaltındasınız demektir.

Gözaltı Süreci

Gözaltına alının veya alınmayın hakkınızda yakalama işlemi yapıldığında neden dolayı yakalandığınız, susma hakkınız olduğu, bir avukat yardımından yararlanma hakkınız olduğu, bir yakınınıza haber verme hakkınız olduğu başta olmak üzere haklarınız hatırlatılmalıdır. Bu haklarınız olduğu söylenmese, hatta olmadığı söylense bile polisten bu haklarınızın yerine getirilmesini istemelisiniz.

Polis tarafından bir kişi yakalandığında ilk yapılan iş, yakalanana haklarını hatırlatmak değil çoğunlukla kişiyi arkadan yani ters kelepçelemek olmaktadır. Uygulama bu şekilde keyfi olsa da bir kişiyi kelepçelemek için temel olarak iki durumdan birisinin varlığı gerekmektedir: Kişinin kaçacağına ilişkin belirti olması ya da kendisine veya bir başkasına zarar verme tehlikesinin olması. Bu iki durum söz konusu değilse ve herhangi bir şekilde zorluk çıkarmayan bir kişiye kelepçe takılması hukuka aykırıdır. Ancak polis bu yetkisini kötüye kullanmaktadır. Polis, gözaltına aldığı kişiye işkence ve kötü muamele yasağına aykırı olacak şekilde ters kelepçe takmakta ve bileklerine zarar verecek şekilde kelepçeyi sıktırmaktadır. Bu saldırıyı delillendirmek için önünüzde bir fırsat bulunmaktadır.

Gözaltına alındığınızda kötü muameleyle karşılaşma olasılığınız maalesef az değildir. Bu nedenle olası bir işkence ve kötü muamele iddialarını savuşturabilmek için gözaltınan alınan bir kişi, kanun gereği, öncelikle bir sağlık kuruluşuna götürülmektedir. Sağlık kontrolüne götürüldüğünüzde doktorla polis gözetiminde olmadan muayene hakkınız bulunmaktadır (Doktor kendi güvenliğinden endişe duyduğunu söylerse bunu belgelendirmelidir, bu durumda avukatınız da muayene katılabilir). Doktor kontrolünde gözaltına alınma sırasında uğradığınız bütün haksızlıkları doktora anlatmanız, varsa vücudunuzda zarar gördüğünüz yerleri en ince ayrıntısına kadar doktora göstermeniz gerekmektedir.

Polislerin gözaltına alınan kişiye olası bir zarar verme eğilimi, ilk doktor kontrolünde sonlanmaya başlamaktadır. Çünkü gözaltı süreciniz sonlanırken tekrar doktor kontrolünden geçmeniz zorunlu olduğu için bu geçen sürede gördüğünüz kötü muameleyi doktor raporuyla ispatlama şansınız yüksektir. Eğer gözaltına alındığınızda bir avukata veya yakınlarınıza haber verme hakkınız elinizden alındıysa muayene olduğunuz doktordan özel bir şekilde rica ederek gözaltına alındığınızı istediğiniz kişiye haber verme ihtimaliniz de bulunmaktadır (Gözaltı sürenizin uzatılması, adliyeye götürülmeniz veya herhangi bir nedenle yerinizin değiştirilmesi durumlarında da sağlık kontrolüne götürülmek zorundasınız). Doktor, muayenede işkence veya eziyet suçunun işlendiğini düşünürse durumu savcıya bildirmek zorundadır. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) gibi işkenceyle mücadele eden sivil toplum örgütleri de böyle bir durumda sizi yardımcı olabilecektir.

Arama

Yakalandığınız veya gözaltına alındığınız zaman polisin üstünüzü kaba bir şekilde arama yetkisi bulunmaktadır. Arama oldukça çetrefilli bir konudur ve oldukça dikkat edilmesi gerekir. Özellikle arama konusundaki hukuka aykırılıklar, olası bir ceza davasında direkt olarak kararı etkileyecek ciddiyetteki hukuka aykırılıklardır. Çünkü bir arama işleminin hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmesi, olası bir delili hukuka uygun olmak çıkarır ve bu nedenle ceza verilme gerekçesi öyle yapılamaz. Öyle ki hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisinin üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.

Aramanın, önleme araması ve adli arama olmak üzere iki çeşidi olmakla birlikte yakalama işleminden sonra yapılan aramanın ilk amacı varsa üzerinizde bıçak, silah vb. araçları ele geçirmek yani güvenliği sağlamaktır. Diğer temel amaçsa olası bir suçun ortaya çıkarılma olasılığına karşı delillerin yok edilmesini engellemektir. Yakalanma durumunda denetim altında olduğunuzu söylemek mümkündür. Bu yüzden delil yok edilmesi ihtimaline karşı telefonunuza el koyulacaktır.

Üzerinizde ancak ince bir aramayla bulunabilecek bir şey adli arama kararı almadan bu şekilde bir yakalama sırasında bulunursa siz bunu kabul etmediğiniz sürece aleyhinize delil olarak kullanılamaz. Tabi üzerinizde suça konu bir şey varsa bunu yok etmeniz de polis tarafından engellenecektir.

Adli arama yapılabilmesi için kural olarak hakim kararı gerekmektedir. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile arama yapılabilecektir. Örneğin yanınızda bir çanta varsa bu çanta içerisinde polisin arama yapabilmesi için hakim kararı gerekir. Çanta aramasında gecikmesinde sakınca bulunan bir halden bahsetmek çoğu zaman olanaksız olduğu için hakim kararı alınmadan bir arama yapılır ve bir suç deliline ulaşılırsa bu delil hukuka aykırı elde edilmiş olacaktır. Gözlerinizin önünde çantanızdan bir suç delili çıksa ve siz bunu inkar edebilirseniz ceza almama olasılığınız olacaktır. Geçmişte size çanta araması yapıldığı anı hatırlarsınız polisin çantanıza el koyup arama yaptığını değil sizden çantanızı açmasını istediğini hatırlayabilirsiniz.

Nezarethaneye koyulmanız durumunda güvenlik araması yapılacaktır. Eğer kadınsanız bu arama bir kadın tarafından yapılmalıdır. Nezarethaneye koyulmanız durumunda kendinize zarar verebilecek kemer, kravat, ip, kesici ve delici alet gibi nesnelerin alınması durumu söz konusu olacaktır. Ayakkabı bağcığınız bu konuda bir tartışma yaratabilir, ayakkabı bağcığı da sizden alınmak istenecektir.

Gözaltı Süresi

Gözaltı süresi 24 saattir ve bu süre yakalandığınız andan itibaren işlemeye başlar. Ancak üç veya daha fazla sayıda kişi tarafından işlendiği iddia olunan bir suç söz konusuysa bu durumda hakkınızda ek gözaltı kararı verilerek bu süre uzatılabilir. Bu durumda her defasında bir günü geçmemek kaydıyla üç gün daha gözaltı süreniz uzatılabilir, bu da toplu işlenen suçlarda toplamda dört gün gözaltında kalabileceğiniz anlamına gelmektedir. Gözaltı sürenizin uzatılması durumunda bu durumun size tebliğ edilmesi yani bildirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu durumda istediğiniz bir yakınınıza haber verilmesini isteyebilirsiniz.

İç güvenlik paketi olarak bilinen düzenlemeyle iktidara karşı toplu bir yürüyüş veya Gezi gibi bir ayaklanma olma ihtimalinde savcıya dahi danışmadan mülki amir (valı, kaymakam) tarafından belirlenecek kolluk amiri tarafından 48 saate kadar da gözaltı kararı verilebilmektedir. Bunun için polise göre şiddet olaylarının yaygınlaşması yeterlidir. Toplu sürelerde kolluk amiri tarafından ek gözatılarla bu süre 4 güne kadar çıkarılabilir. Ne olursa olsun 4 gün içerisinde hakim önüne çıkarılmanız gerekir. Bu düzenlemenin hukukla bir ilgisi bulunmamaktadır, hukuk devleti olduğunu iddiasında olan bir devlette böyle bir düzenlemenin olması, hukuk devleti iddiasının yalan olduğunun kanıtıdır.

Gözaltına alınmanız durumunda soruşturma işlemleri tamamlanana kadar karakollarda bulunan nezarethanede tutulursunuz. Polisin size kötü davranma gibi bir amacı varsa gözaltına alındıktan sonra polis araçlarında uzun süre ve ters kelepçe olarak tutulma durumu söz konusu olabilecektir. Polislerin gözaltı süreçlerinde savcılar tarafından denetlenme imkanı varken savcılar denetim yapmadığı için polis avukatınız gelmesine rağmen bahanelerle bu durumu sürdürmek isteyebilir. Bu durum özellikle yürüyüşlerden, basın açıklamalarından ve 1 Mayıs gibi büyük çaptaki toplumsal olaylardan sonra meydana gelmektedir. Gözaltına alındıktan sonra avukatınızla görüşme hakkınız varken polis, “kimlik tespiti yapacağım, tutanakları hazırlayacağım” gibi bahanelerle avukatınızla görüşmenizi engellemeye çalışabilecektir. Avukatınız bu hak ihlalini engellemeye çalışsa da orantısız bir durum söz konusuysa sizinle iletişime geçemeyebilir. Ancak ne olursa olsun avukat istediğiniz takdirde avukat olmadan ifade vermek zorunda olmadığınızı bilmelisiniz.

Avukat, yanınızda sadece ifade sırasında bulunmak zorunda değil. Altını kalın çizgilerle çizmek gerekir, gözaltına alındığınız andan itibaren bir avukatın yardımından yararlanabilirsiniz. Ayrıca bir avukat olarak tavsiyem yanınızda avukat olmadan şüpheli haklarını hatırlatma formu değil herhangi bir tutanağı imzalamamanız. Yeri gelmişken söylemek gerekir ki yakalamadan sonra bir yakalama tutanağı düzenlenecektir. Polis sizden bu tutanağı imzalamanızı isteyebilir, hatta tutanağı imzalamak zorunda olduğunuzu da söyleyebilir. Ancak içeriğine katılmadığınız hiçbir tutanağı imzalamak zorunda değilsiniz, imzadan imtina hakkınız bulunmaktadır. Aksi halde ortada polis tarafından yapılmış olan bir usulsüzlük varsa gerçeğe aykırı tutulan tutanakla bu usulsüzlüğün aklanmasını ihtimaline ortak olmuş olursunuz.

Gözaltına alındığınız anda avukatınızla görüşme hakkınız vardır ancak yakınlarınızla görüşemezsiniz. Bazı karakollarda yakınlarınızla görüşme şansı verilebildiği görülmektedir ancak bu, kanunla sağlanan bir hak değildir.

Gözaltı işlemleri sırasında savcılık tarafından alınan karar ya serbest bırakılmanız ya da “mevcutlu” olarak adliyeye götürülmeniz şeklinde olabilir. Bu süreler bitmeden serbest bırakılmazsanız eğer sulh ceza hakimi önüne çıkarılmış olmanız gerekmektedir. Eğer savcı adliyeye getirilmenizi isterse gözaltına alındığınız saate göre adliyeye götürülme durumunuz fiili olarak değişmektedir. Her ne kadar adliyede nöbetçi savcı ve hakim bulunması gerekiyorsa da genelde böyle olmamaktadır. Bu nedenle gözaltı işlemlerinin tamamlanması eğer mesai saatinin bitmesine yakın denebilecek saatlerse büyük ihtimalle adliyeye bir gün sonra götürüleceğiniz için adliye yerine nezarethaneye götürülürsünüz.

İfade

Savcılık tarafından ifadenizin alınmasından sonra serbest bırakılmanız yönünde talimat verilirse karakoldaki ifadenin ardından hastaneye götürülmeniz sonrasında serbest bırakılırsınız. İfadeden önce avukatınız varsa kendi avukatınızla, avukatınız yoksa baronun göndereceği bir avukatla görüşme hakkınız bulunmaktadır. Ancak ceza hukuku ilkelerine aykırı olarak bazı suçlarda avukatla görüş hakkınız gözaltına alınmanızdan itibaren 24 saat süreyle kısıtlanabilir ancak bu zaman zarfında ifade alınamaz. Bu kısıtlamanın amacı çoğunlukla gözaltıyı bir cezaya dönüştürmek ve gözaltına alınan kişi üzerinde ifadeden önce baskı kurmaktır, sakin olursanız sıkıntı yaşamazsınız.

İfade işlemi sırasında ad, soyad gibi kimliğinize ilişkin sorular sorulur. Kimliğinizle ilgili sorulara doğru cevap vermek zorundasınız. Bunlar dışında hiçbir soruya cevap vermek zorunda değilsiniz. Cevap vermeyi tercih edecek olursanız da istediğiniz şekilde ifade verebilirsiniz. İfadenizi etkileyecek durum varsa ifade vermek zorunda değilsiniz. Örneğin başınız ağrıyorsa, açsanız, uykusuzsanız, baskı altındaysanız bunlar giderilmeden ifadeniz alınamaz.

İfade işleminden önce yine haklarınız hatırlatılmalıdır ve yüklenen suç anlatılmalıdır. İfade verecek olursanız kısa, öz ve anlaşılır bir şekilde ifade vermeniz önemlidir. Polis ifade sırasında emredici tonda size sorular sorabilecek, sizi sıkıştırmak isteyebilecektir. Hukuka aykırı bir durum olursa avukat müdahale edecektir ancak polisin tavırlarından etkilenmemeniz önemlidir. Polisin tavrı sert de olsa yumuşak da olsa önceden düşünmüş olduğunuz ifade dışına çıkmanızı tavsiye etmem. Eğer polise ifade vermezseniz veya verdiğiniz ifade tutanağa doğru olarak geçirilmezse ifade tutanağına imza atmak zorunda olmadığınızı bilmelisiniz. İmzanız bağlayıcıdır ve dikkatli olmalısınız.

İfadeniz alındıktan sonra mevcutlu olarak adliyeye götürüldüğünüz durumda da savcı tarafından ifadeniz alındıktan sonra direkt olarak serbest bırakılabilirsiniz. Bu durumda adliyeye getirilirken doktor muayenesinden geçtiğiniz için doğrudan adliyeden serbest bırakılırsınız. Savcılık tarafından hakkınızda yurt dışı yasağı, imza, ev hapsi veya tutuklanma talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilmeniz de söz konusu olabilecektir. Sulh ceza hakimliğindeki sorgunuzun ardından tutuklama dışındaki kararlarda yine adliyeden serbest bırakılırsınız. Serbest bırakılırken sizden alınan ve el koyulmayan eşyalar teslim edilecektir, teslim almadığınız eşya için teslim aldım anlamında bir imza atmayın; durumu görevliye anlatın.

Sonuç Olarak

Özet olarak söylemek gerekirse yakalanma ve gözaltına alınmanız durumunda ilk önce haklarınızın olduğunun bilincinde olmalısınız. Avukatınıza ve gözaltı durumunda bir yakınınıza haber vermeye ve neyle suçlandığınızı öğrenmeye çalışın. Olası bir işkence ve kötü muamele durumunda doktor kontrolünde en ince ayrıntısına kadar yaralanmalarınızı aktarın. Polisle gerekmedikçe konuşmayın, özellikle avukatınız yanınızda yoksa yakalanmanıza ve gözaltına alınmanıza neden olan olayla ilgili konuşmayın. Kelepçe taktırmamaya çalışın, bunun için olayı sakin karşılamanız önemlidir. Nezarethaneye koyulmanız durumunda işlemlerin bitmesini sakin bir şekilde beklemeye çalışın. İstemeniz durumunda barodan avukat görevlendirilmesi gerekir. Özellikle ifadeden önce bir avukat yardımından faydalanmanız oldukça önemlidir. Gözaltı süreniz uzarsa tutuklanacağınız hissine kapılmayın, çünkü aslen bir tedbir olan gözaltı maalesef ceza verme amacıyla kullanılabilmektedir. Bütün bir süreç boyunca sakin ve akıllıca davranırsanız haksız yere ceza almaktan veya haksız yere daha fazla sürelerle ceza almaktan kurtulursunuz.

Yorum bırakın